16 Mart 2011 Çarşamba

Diabetes Mellitus ( Şeker Hastalığı ) Hakkında Genel Bilgi



Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com
Bir Okurumun Sorduğu Soru Üzerine Cevabım :
Orijinalden alıntı:  Hekim

Bir kişi Şeker Hastası olduğunu nasıl anlayabilir? Yararlı konu ve yardımlarınız için teşekkürler.

Sn Hekim;

Evet çağımızın en büyük dertlerinden biri olan şeker hastalığına ( diabetes mellitus'a ) değinmeniz çok faydalı olmuş okurlarımız içinde. Şeker hastalığı bundan yaklaşık 2000 yıl önce bile biliniyordu ve bu hastalığı ilk keşfedenler idrarın tadınının değişik ve tatlı bulan araştırmacılarlardır. Diabates mellitus latincede, "Bal gibi tatlı idrar" anlamına gelir. Yüksek olan kan şekerinin kandan idrara geçmesiyle idrarda glikoz atımı olur (kan glikoz seviyesi 180'i geçtiği zaman ) ve idrarın yapısında glikoz (şeker) bulunmaya başlar. Öncelikle bu hastalığı 3'e ayırmamız gerekiyor Tip 1 Diabetes Mellitus,Tip 2 Diabetes Mellitus, Gestasyonel Diabet.

Genel Bilgiler İnsülin Nedir? Glikoz Nedir ve Ne işe Yarar?:

Öncelikle belirmem gerekir ki bu konuların teorik anlatımları çok uzun olduğu için okurlarımızın anlayabileceği sadelikte çok fazla tıp terimine boğmadan konuyu anlatmaya çalışacağım çünkü hedefimiz bu. Önce "insülin" ve "glikoz" nedir, biraz ondan bahsedelim. Glikoz hücrelerimizin yakıtıdır, yani bir nevi arabanın benzini gibi. Glikoz olmadan yaşam mümkün olmaz, koşabilmeniz için, düşünebilmeniz için, hareket edebilmeniz için yada nefes almanız için bile glikoza ihtiyacınız vardır. Glikoz hücrelerde yakılır ve bu işlerde size lazım olan enerjiyi sağlar. Peki insülin nedir ? İnsülin arabanıza benzinini (glikozu) dolduran benzincidir, insülin olmadan arabanıza (hücrelerinize) yakıt (glikoz) alamazsınız, insülin az olduğu zaman arabanız yeterli hızda gitmez. İnsülin olmadığı zaman benzinlikte(vücudunuzda) benzin (glikoz) çok fazla bile olsa sizin benzinciniz (insülin) olmadığı için arabanızın gidemez. Burdan anlıyoruzki burda benzinciyle (insülinle)  sizin (hücrelerinizin) arasındaki  problem Diabetes Mellitus'a neden oluyor.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


1-) Tip 1 Diabetes Mellitus:

Tip 1 Diabetes Mellitus vücutta insülin miktarının sizin ihtiyacınız olandan çok daha az üretilmesiyle, genellikle erken yaşlarda ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıkışı genellikle genç yaşta ve çok gürültülüdür. Hasta genelde ketoasidoz tarzında veya ağır semptomlarla acile başvurur ve çoğu tanı bu andan sonra konur.  Burda ana mekanizma insülin üretiminin çeşitli nedenlerle ( genetik,herediter vb.) yeterli olmayışıdır. Düşününki benzinci yok ortada benzinlik tıka basa benzin dolu olsada bir işinize yaramıyor. Bu hastalar hayatları boyunca insülin kullanmak zorundadırlar, yoksa hayatlarını devam ettiremezler.

2-) Tip 2 Diabetes Mellitus:

Başımızın belası olan ve en çok görülen tip olan tip 2 diabetes mellitus ( şeker hastalığı ) genelde 40 yaş ve üzerindeki insanlarda görülür. Çok sinsi gelişimli bir hastalıktır uzun yıllar bulgu vermeyebilir. Hastalığın genetik faktörler, yaşam tarzı , ailesel kalıtım ve obezitenin özellikle büyük rol oynadığı ortaya konmuştur. Burda sorun benzincinin yokluğundan ( insülinin azlığından ) kaynaklanabileceği gibi, deponuzun girişinin bozuk olmasından ( insüline karşı vücuduzda direnç oluşmasından da )  da kaynaklanabilir. Eğer deponuzun girişi yamuk yumuksa benzinci benzinin bi kısmını deponuza doldurabilecektir. Türkiye'de yapılan çalışmalara göre 10 yıl önce %7.2 olan diabet oranının günümüzde %10.8 e çıktığı bildirilmiştir. Bunda da türk insanlarının fast-food tarzı beslenme tarzının, haraketsiz yaşam tarzının ve diğer riskli alışkanlıklarında olan artışa bağlı olduğu düşünülüyor. Diabetes Mellitus kalp ve damar hastalıkları ( koroner arter hastalıkları ) ,böbrek hastalıkları (nefroskleroz) , göz hasarı ( retinopati ) ve ayak kesilmelerinin (amputasyonlarının) ( diabetik ayak) önemli bir nedenidir. Diabet tanısı konulduktan itibaren konulmayan bir insana (ort. 45 yaşında)  göre ömrünüzün 10 yıl daha kısaldığını söylemek sanırım bu konunun ciddiyeti hakkında biraz daha düşünmenize sebep olacaktır. Tip-2 Diabet hayatınızı kısaltan ve bunun yanında bir çok organ ve sisteme zarar verebilen bir hastalıktır.

3-) Gestasyonel Diabet:

Gebelikte yapılan tarama sonucu bulunan diabet şeklidir. Gebelikte bazı hastalıklar alevlenebilir ortaya çıkabilir bu hastalıklardan bir taneside gestasyonel diabettir. Genellikle 50 gr. lık glikoz yükleme testiyle ( OGTT ) 1. ve 2. saatte alınan anne kanındaki glikoz değerlerinin normalin üstünde çıkmasıyla tanı konur. Gebelikte ortaya çıkan diabet gebelik bitiminde tekrar remisyon ( sessiz ) döneme girebilir ancak gebelikte diabet olan bir kadının gebelikten sonraki 10 yıl içerisinde diabet olması ihtimali %50 dir. Gebelik süresince anne adayının glikozu ( şekeri ) düzenlenmeye ( regüle edilmeye ) çalışılır. 

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Diabetin Semptomları  Nelerdir ?

Tıpta bu semptomlar 3 p ile hatırlanır bu semptomlar:
1- Polidipsi ( Çok su içmek )
2- Poliüri    ( Çok idrara çıkmak )
3- Polifaji   ( Çok yemek yemek ).
Diabetin diğer bulguları arasında, sürekli ağız kuruluğu hissetmek, yorgunluk, çok hızlı yemek yemek, yaraların geç iyileşmesi, ağır vakalarda bulantı,kusma, koma, ağızda aseton kokusu.

İleride Diabetus Mellitus Tip-2 ( Şeker Hastalığı ) 'den  Korunmak için Genç ve Orta Yaşta Yapabileceğim Bir Şeyler Varmı ?

Bu sorunun cevabı EVET VAR... Hastalığın ortaya çıkışını geciktirmek yada hastalığın ortaya çıkmamasını sağlamak yine Sizin elinizde!

1-) Aktif Yaşam Tarzı ( Yürüşler, Spor Aktiviteleri, Sandalyeden Uzak Aktif Bir İNSAN OLMAK !! )
2-)Aşırı Kilo Alımından Kaçınmak ( Bayanlarda bel çevresi <88CM'den küçük olmalı, erkeklerde <102' cm den.)
3-) Şeker tüketimini sınırlandırmak ( Özellikle rafineri şekeri dediğimiz türden şeker tüketiminden uzak durmak )
4-) Yemek yerken yavaş olmak ve kaşığı tam doldurmamak.
5-) Yemek yerken tv seyretmek, bilgisayar başında oturmak gibi aktivitelerden mutlaka uzak durmak.
6-) Lifli ürünlerin kullanımı artırın bu sizi GiS ( gastrointestinal sistem ) ( sindirim sistemi) tümörlerinden koruduğu gibi aynı zamanda vücudunuzda tokluk hissi uyandırmış olur ve lifler vücudda tam olarak emilemediği için kan şekerinizi yükseltmez ve kiloya sebep olmazlar.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com
Özet Olarak DİABETES MELLİTUS insan hayatının kalitesini ciddi anlamda bozabilen bir hastalıktır, ona karşı kendinizi savunmak için düzenli egzersiz yapın ve aşırı kilo alımından uzak durun.

Umarım Sorununuzu tam olarak yanıtlayabilmişimdir.Yazım tamamen orjinaldir. Konu uzun olduğu için ancak bu kadar kısaltabildim. Aslında yazılacak daha çok fazla şey var bu konu hakkında. Herkese Diabetsiz Sağlıklı Günler Dilerim.

Stj. Dr.  Bahadır UÇAR


2011 Bütün Telif Hakları Yazara Aittir. Yazarın bilgisi dahilinde olmadan hiç bir makale,dergi,websitesi ve yayında kullanılamaz...

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

8 Mart 2011 Salı

Zayıf Kalmak,Açlık Hissini Bastırmak ve Zayıflamak İçin Pratik Öneriler

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Bir Okurumdan Gelen Soru Üzerine Verdiğim Cevap:
Orijinalden alıntı:  Umutcan
Merhaba,
Benim de merak ettiğim konu midede tokluk hissini artıran gıdalar ve doğal takviyeler. Sağlığım açısından günlük yemek miktarımı azalttım,
fakat bu seferde iştah ve açlık hissi ile mücadele etmek zorunda kaldım. Lifli gıdalarla beslenmeye çalışıyorum, hatta psyllium lif takviyesi aldım.
Bunların da bir miktar faydası var, fakat tam bir tokluk sağlamıyor. Sinefrin diye bir madde duydum fakat yan etkisi ve zararı olmadığından emin olamadım.
Tıbbi açıdan zararsız, katkısız ve doğal ürün ile veya başka bir şekilde iştahı kesmeyi nasıl sağlayabilirim ? Benim istediğim iştah kesme tamamen aç oturmak değil,
sadece normal miktarda yememe yardımcı olacak bir iştah azalması. Şimdiden teşekkür ederim.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Sn. Umutcan Bey;
Güzel bir noktaya değinmişsiniz. Size önce yapılan bir deneyden bahsetmek istiyorum. Deneyin ismi Andy deneyi diye geçiyor olması gerek. Deneyin konusu şu 2 grup papağan alıyorlar bir gruba normal günlük beslenmesine devam ediliyor. Diğer grupta ise papağanların besinlerden aldıkları enerjiyi %30 azaltarak besliyorlar. Sonuçlar gayet şaşırtıcı çünkü her seferinde %30 az enerji alarak beslenen papağanlar diğer papağanlara oranla %20 daha uzun yaşıyorlar. Bu deney bir kaç hayvan çeşidinde daha deneniyor ve sonuçlar %10 ile %20 arasında değişen oranlarda ömürün uzadığını ortaya çıkarıyor. Bu bilgiyi günümüzede uyarlayacak olursak 90 ve üzerinde yaşayan insanlara baktığınızda bu insanların çok büyük bir kısmının aşırı kilolu olmadığını ve hayatları boyunca aşırı yemekten uzak durduklarını görebilirsiniz. 90 yaşına kadar gelen obez birine ben kendi deneyemim olarak hiç şahit olmadım hatta bırakın 90 ı 80 yaşlarına bile gelen obez birine rastlamanız oldukça güç . Yaşam süresini tabiki genetik faktörlerle beraber, çevresel faktörler bunlardanda en çok olarak dengeli beslenme durumunuz belirliyor. Gel gelelim piyasada bulunan zayıflama haplarına. Bu hapların adeta bir patlama içerisnde piyasaya sürülüyor, ancak bir dönemden sonra ortaya istenmeyen sonuçları çıkınca piyasadan toplatılıyor. Çağın hastalığı obezite olunca insanlar bu hapları çok büyük umutlarla kullanıyor fakat sonunda hiçde hoş olmayan yan etkileriyle karşılaşılıyor. Sinefrinde yine FDA'dan onay almış fakat sonuçları hüsranla bitmiş bu haplardan biridir. FDA daha sonra bu hapın çok fazla istenmeyen etkisi nedeniyle piyasadan toplattırdı. Bir ara acı biber hapları ve bunun gibi bir çok hap daha piyasaya sürüldü ve bunlarda toplatıldı. Bu haplar genelde sempatik sinir sistemi üzerine etki ederek metabolizmayı aşırı derecede yoruyor ve buda beraberinde çarpıntı, yüksek tansiyon gibi durumlara yol açıyor. Farmokoloji derslerinden dinlediğimiz kadarıyla bu hapların hiçbirini kesinlikle ve kesinlikle önermiyorum. Çünkü fatal(ölümcül) seyredebilen durumlara da yol açabiliyorlar, kalp yetersizliği yapabiliyorlar ve psikolojik olarak bazı etkileride mevcut. Lütfen reklamlardan etkilenip bu tip zayıflama hapı kullanımına girmeyin. Şu an onaylanmış bir tane madde bulunuyor, bunun ismini söylemiyeceğim çünkü bu maddede doktor kontrolünde kullanılması gerekiyor, burda yazarsak bu ürünün niteliksiz kullanımına yol açmış oluruz. Bu bahsettiğim maddede zayıflamaya yol açıyor fakat çalışmalar gösteriyorki en sağlık ve en iyi zayıflama yöntemi yine ve ancak insan iradesi ve insanın diyetini ( yediği yiyecekleri ) düzenlemek.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Size bu konuda bir kaç önerim olacak:

1-)
Lifli ürünlerin kullanımı artırın:Bu sizi GiS ( gastrointestinal sistem ) ( sindirim sistemi) tümörlerinden koruduğu gibi aynı zamanda vücudunuzda tokluk hissi uyandırmış olur ve lifler vücudda tam olarak emilemediği için kan şekerinizi yükseltmez ve kiloya sebep olmazlar.

2-)Yemeklerde yaklaşık 1.5 saat önce 1-2 porsiyon civarında meyve yemek kan şekerinizi yemekten önce yükseltmenize buda açlık hissinizi baskılamanıza yardımcı olacak. Ayrıca meyvelerden aldığınız vitamin ve minerallerde cabası olacaktır.

3-)Yemeğe başlamadan 10 ila 20 dakika önce bol miktarda sıvı
alın. Bu 2 bardak su olabilir eğer su tüketimini sevmiyorum diyosanız bu az şekerli bir bardak çay yada az şekerli bir kahvede olabilir. Bu sizin yemek yerken daha tok gibi hissetmenizi sağlayacaktır.

4-)Yemek yerken tv seyretmek, bilgisayar başında oturmak gibi aktivitelerden mutlaka uzak durun.

5-)Yemeğinizi küçük lokmalar halinde ve yavaş şekilde yiyin, çünkü siz ne kadar hızlı yesenizde beyninize tokluk sinyalinin gitmesi için 15-20 dakika gibi bir süreye ihtiyaç vardır. Bu süre içerisinde hızlı yerseniz almanız gerektiğinden aşırı miktarda besin almış olursunuz.  15-20 dakika kuralı çok önemlidir bunu aklınıza kayıt edin hızlı ve çok yesenizde 20 dakikada doyduğunuzu anlayacaksınız yavaş yesenizde, yavaş yiyerek daha az kalori almış olacaksınız.

6-)Öğün atlamamaya özen gösterin.



Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

7-)Kaşıklarınızı tamamen doldurmayın, yapılan en büyük hatalardan biride kaşıkları tepeleme doldurmanız olacaktır. Kaşıklarınızı yarıya kadar doldurarak 20 dakkika için süre kazanmış olacaksınız.

8-)Günde 30 dakika egzersiz yapın.
Egzersiz vücutta seratonin seviyesini yükselterek özellikle depresyondaki insanların çok yeme alışkanlıklarından uzakta tutmak için bulunan en etkili ilaçtır.

Sizin için şu an verebileceğim tavsiyeler bunlar. Metin tamamen orjinaldir bu metnide sitemde yayınlıyacağım. Umarım yardımcı olabilmişimdir.

Stj Dr. Ahmet Bahadır UÇAR...

2011 Tüm Hakkı Sakldır. Yazarın izni olmaksızın hiç bir dergi,site ve makalede yayımlanamaz...

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

7 Mart 2011 Pazartesi

Kanser Nedir ? Nasıl Oluşur ? Nasıl Korunabiliriz?

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Bir Okurumun Yazdığı Soru Üzerine Cevabım:

Orijinalden alıntı: Mk4Ever.

Aklıma takılan bir durum var.Şimdi vücudumuzda saniyede 100binlerce hücre yenilenmesi oluyor.Kanser denilen olay bir tane anormal hücrenin aşırı çoğalması sonucu meydana geliyor diye biliyorum.Durum böyle ise bu olayın yaşanması kolay gibi duruyor.Ayrıca her yerde hücre oluyor nasıl oluyorda bazı organlarda daha çok görülüyor?

Soru önceliği olarak önce sizin sorunuza cevap verelim Sn. Mk4Ever. Çok güzel bir soru olmuş. Kanser nasıl oluşur? ve kanser neden vücudumuzun bazı bölümlerinde daha çok görülür?

Önce 1. Sorumuzdan başlıyalım:

Kanser Nasıl Oluşur?


Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Vücudumuzda bildiğiniz gibi bir gün içerisinde milyonlarca hücre ölüp yerine yenileri konuluyor. Nasıl oluyorda bu döngü bozulmuyor ? Normalde hücrelerin sınırlı sayıda bölünmek için programlanmışlardır. Ancak bazı hücreler çeşitli faktörlerinde etkisiyle bu programa uymazlar ve sınırsız çoğalma yönüne giderler, bu programı bozulmuş ve sürekli prolifere ( çoğalan ) olan hücreler kanserli hücreleri oluşturur. Fakat bu hücrelerin hesaba katmadıkları vucudumuzda bu hücreleri tanıyan ve yok eden hücreler vardır bunlar NATURAL KİLLER(Nk hücreleri) ( Doğal Katil hücreler) denir. Bunlar insan vücudununb polisi devriyesidirler. Hergün kanın akımıyla beraber vücudumuzun bütün hücrelerini gezerler. Normal hücrelerin zarlarında bu polislerden kurtulmak için taşıdıkları bir reseptör dizisi vardır ( bir nevi nüfus cüzdanıda diyebiliriz ) bu reseptörler hücrenin normal programına göre bölündüğünü ve vücudun elemanı olduğunu gösterir. Nk hücreleri bu reseptörleri tanır ve bu reseptörü taşıyan hücrelere dokunmaz onları yok etmez. Ancak kafasına göre bölünmeye çalışan hücreler ( bunlarıda sokakta insanı rahatsız eden serseriler olarak hayal edebiliriz ) bu hücreler bu kimliği taşımadığı için Nk hücreleri bu hücreleri gördükleri anda onları yok ederler. Normalde insan vücudunda bir gün içerisinde bir yüzlerce kanserli hücre oluşur ama kanser olmayız nedenini kahraman polislerimiz olan Nk hücrelerine borçluyuz. Peki nasıl oluyorda kanser oluyor bu devriyelerimiz varken ? Bunun 2 sebebi var 1. si vucuttaki nk sayımızın yaş ile beraber azalması baskılanması ve Kanser olan hücrelerin evrimleşerek bu reseptörlere sahip olması. İşte kanser dediğimiz oldu bu serseri hücrelerin nüfus cüzdanı alarak polisiye devriyesinden kurtulmasıyla alakalı bir durum. Yani sınırsız bölünen kanser hücrelerini nk hücresi vücud hücresi zannederek bunlara dokunmaz bu hücrelerde sınırsız bölünme gücüne sahip oldukları için sürekli bölünürler. Asıl korkulan durumlardan biride bu serseri hücrelerin ( kanser hücrelerinin ) bir miktar büyüdükten sonra kan,lenf,ekilme yoluyla başka yerlere gidip orda çoğalmalarını devam ettirmeleridir. İşte metastaz dediğimiz olay budur. Kanser hücrelerinin bir kısmının bulunduğu yerlerden kan,lenf yoluyla,ekilme yoluyla bir yerden diğer yere taşınma işlemine Metastaz deriz. Halk arasında sıklıkla duyduğunuz karaciğerine metastaz yapmış, kemiğine metastaz yapmış dedikleri olgu budur. Metastazik hücreler peki neden bazı organları özellikle severler ? Neden her kanser farklı hücreye metastaz yapar sorusunun cevabı ise gayet basit. Kanser hücreleri ancak rahatça çoğalabildikleri yerleri severler, mesela prostat kanseri kemikte daha rahat edebileceği için kemiği tutar yada tiroid kanseri akciğerlere metastaz yapabilir, kanserli hücrelerin en çok sevdiği yerlerden biride karaciğerdir çünkü karaciğerin kanlanması çok fazladır. Kanserli hücreler çok daha fazla çoğalabilmek için aşırı miktarda kanlanmaya,glikoza (şekere) ve diğer kan elamanlarına ihtiyaç duyarlar bu yüzden kanlanmanın fazla olduğu yerlerde kanser hücreleri daha fazla görülür.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Kanser Neden Olan Faktörler Nelerdir ?

1-) Genetik Faktörler:

Bazı kanserler genetik özellik taşır yani bazı kişiler serseri hücrelerin çoğalmasına hassastırlardır, bunu çift vuruş hipoteziyle açıklayalım. Hücreleriniz Normal bölünüyor fakat hücreleriniz bazı faktörlere çok duyarlı ( radyoterapi yada radyasyon gibi) bu faktörlerle genetik yapısı müsait olan bir kişi birden çok maruz kalırsa, bu hücreler transforme ( değişime uğrayıp ) kanserleşirler. Bu genetik kodlanmış bir özelliktir o faktörle karşılaşıldığında ortaya vücudunuzun kimliğini taşıyan kanserli hücreler çıkar.
2-) Sigara Kullanımı: 

Sigara vücuttaki nk hücrelerinizin sayısını ve işlevlerini azaltarak kanserli hücrelerin ortaya çıkışını artırır. Ayrıca sigara dumanında bulunan zehirli maddeler hücreleri tekrar tekrar uyararak ve işlevlerini bozarak o hücrenin kanserleşmesine sebep olurlar.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com
3-) Radyoterapi,radyasyon:

Radyasyonda hücrelerinizin DNA yapısını bozarak o hücrenin kanserleşmesini sağlar. Bozuk DNA'ya sahip hücreler sürekli bölünerek çeşitli bozuklukta hücreler meydana getirir.

4-) Bazı virüsler: 

Bazı onkogen virüsler hücrelerinizin DNA'sına kendi kodlarını göndererek hücrenin DNA'sını bozarlar bu virüslere örnek olabilecek virüslerden biride kadınlarda serviks kanserine Neden olan HPV 6-11 sınıfı virüslerdir.
5-) Beslenme Tarzı:
 
Aşırı yağlı beslenmenin ve aşırı miktarda kırmızı et tüketmeninde kolon kanseri ve rektum kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Fast-food tarzı yaşam ve füzenli beslenmeme özellikle GİS ( Gastrointestinal sisem ) ( Sindirim sistemi) tümörlerine neden olmaktadır.
Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

6-)Uzun Süre UV ışığına maruz kalmak ( Uzun süre ultraviyole ışınına maruz kalmak ): 

Uzun süre ve kontrolsüz güneşlenmeninde cilt kanseri olmayı artırıcı yönde etki ettiği ve UV ışının hücre DNA zincirindeki bazı bazları yıkarak hücrenin DNA'sını bozduğu kanıtlanmıştır.
7-)Zehirli Maddeler:

Benzen gibi çeşitli plastik boyalar ve çeşitli kimyasal maddelerin ( Eski baca temizleyicileri testis kanserine neden olur ) vücut ile teması yine kansere sebep olur.
8-)Sigarayla Beraber Alınan Alkol: 

Sigarayla Beraber alınan alkolde özefagus kanserleri açısından en tehlikeli gurubu oluşturuyor. Günde 1 paket sigarayla beraber içtiğiniz 2 duble içki özefagus kanser riskiniz TAM 45 kat artırır.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

En çok kanser çeşitleri:

Meme kanseri
Akciğer kanseri
Özefagus kanserleri
Prostat kanseri
Mide kanseri
Kalın barsak kanseri
Rahim ağzı kanseri
Serviks kanserleri


Peki Kendimizi Kanserden Koruyabilirmiyiz?

Genetik faktör tabanlı kanserler hariç bu sorunun cevabı evet kendimiz kanserden koruyabiliriz.
1-) Düzenli Beslenerek antioksidan ağırlıklı.
2-) Sigarayı be alkolü bırakarak.
3-) Zehirli maddelere temas etmiyerek.
4-) Şüphelendiğimiz anda doktorumuza başvurarak ( kanserde erken tanı çok önemlidir hayat kurtarır)
5-) Spor yaparak aşırı kilo almaya karşı kendimizi koruyarak.
6-) Aşırı güneş ışığına özellikle yaz aylarında maruz kalmayarak.
7-) Bazı virüsler cinsel yolla bulaşır korunarak ( HPV virüsü genelde heteroseksüel ilişki ve anal penatrasyonla geçer)

Yazdılarımın tamamı orjinaldir.

Stj. Dr. Ahmet Bahadır UÇAR

2011 Tüm Hakları Saklıdır. Yazı yazarın izni olmadan hiç bir makalede,dergide sitede yayımlanamaz...

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Tıp Makaleleri Ve Sağlıklı Yaşam

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı