30 Aralık 2010 Perşembe

Hemoroidal Hastalık ( Hemoroidler, Basur , Mayasur )

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com
Hemorid Nedir?

Hemoroid rektumun(makat kanalının içinde) dış ucunda,anal kanalın içinde genelde sağ ön-dışta ve sol dış pozisyonda bulunan damar ve bağ dokusundan oluşan yastıklardır.2 tip hemoroid tipi vardır: İnternal(içte bulunan) hemoroidler, eksteral (dışa sarkan) hemoroidler.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

İnternal Hemoroidler (İçte bulunan Hemoroidler) Nedir?

İnternal hemoroidler dentat çizgisinin üzerinde bulunur. İnternal hemoroidler kanamaya ve çökmeye neden olabilirler fakat ağrıya neden olmazlar. Kişi internal hemoroidleriyle yaşamını sürdürür ancak dışkısında sürüntü tarzında kanama olur. İnternal hemoroidler anal kanalda sıkışmadıkları sürece ağrı yaratmazlar, sıkışsalar ve trombüs olsa bile çok şiddetli ağrı vermezler. İnternal hemoroidler nadiren anal kanal(makat) dışına çıkabilir  ve anal sfinkterler (makat etrafındaki kaslar) tarafından sıkıştırılarak trombüs(damar içinde pıhtı oluşumu) ve nekroz (hemoroidin kansızlığa bağlı morarması durumu) oluşturabilir. En sık belirtisi kanamadır.

Eksternal Hemoroidler ( Dışa Sarkan Hemoroidler ) Nedir ?

Eksternal hemoroidler makat dışında devam eden trombüs ve dilatasyon ( damarların şişip genişlemesi ) sonucu genişlerler. Bu genişlemeye bağlı olarak makat etrafındaki derinin gerilmesi ve çatlamasına bağlı olarak Skin-Tag ( bekçi nodül ) oluşabilir.  Bekçi nodül makat etrafındaki derinin çatlaması daha sonra tekrar düzelip tekrar çatlamasına bağlı olarak oluşan 1-2 cm çapında olan ödemli deri kıvrımlardır. Burdaki asıl sorun hemoroidi asmaya yarayan ligamentlerin yerlerinden kopmasıyla hemoroid yastıkçıklarının makat dışına çıkmasıdır. Hemoroidler yerlerinde tutan bağlar vardır bu bağlar bazı durumlarda ( aşşağıda bahsedilecek) zayıflayarak kopar, yada artan basınçla koparak hemoroid yastıklarını tutamaz konuma gelir işte bu durumda hemoroidler anal kanaldan aşşağı doğru düşerek görünür duruma gelir.Bu durumdada hemoroid anal sfinkterler tarafından sıkıştırılarak kanlanması bozulur. Kanlanması bozulduğu için damar içinde pıhtı oluştur veya büyüyüp genişler. Eğer hemoroid yastıkçıkları içerisindeki pıhtı deriyi ülserleştirirse kanamaya neden olabilir, ancak Eksternal Hemoroidin en sık belirtisi Ağrıdır.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Hemoroidal Hastalığın Belirtileri Nelerdir?   ,

Hemoroidlerin belirtileri :
1- Makatta sıcaklık(yanma) hissi
2- Makatta kaşıntı
3- Makatta dışarı doğru gelen kitle varlığı.
4- Makatta ve perianal(genital) bölgede duyulan ağrı ( Özellikle Eksternal Hemoroidde )
5- Makkattan gelen sürüntü tarzında kanama, parlak renkte dışkılarken kanama. ( Özellikle İnternal Hemoroidde)
6- Otururken hastanın kendisini kitleden dolayı rahatsız hissetmesi. (İleri Derecede Eksternal Hemoroidde)

Hemoroidal Hastalık Nasıl Oluşur ?

Hemoroidal Hastalık çok sık görülen hastalıklardandır. Özellikle 60'lı yaşlarda her 2 kişiden 1'inde bu hastalık hafif-orta yada ağır şekilde görülür. Hemoroidler genelde ıkınma ve zorlama sonucunda oluşurlar. Bu nedenle hemoroidal hastalığı olan hastaların çoğunda uzun süreli konsitipasyon ( kabızlık ) dönemleri vardır. Uzun ve sık tekrarlayan kabızlıkla hemoroid neredeyse bir bütündür. Hamilelikler sırasında hemoroidal hastalıklarda artış görülür bunun nedeni abdominal basıncın artmasına bağlı oluşan anal bölgede  vasküler dolaşım bozukluğu(toplardamar) ve hamilelikte görülebilen kabızlık nedeniyledir. Eğer dışkılama sırasında kabızlığa bağlı olarak basınç aşırı artarsa hemoroid yastıkçıklarını yerinde tutan bağlar kopar ve hemoroid yastıkçıkları görünür hale gelmeye başlar. Bu bağların koptuğu durumlarda önce hemoroidler makat içerisinde bir süre kalırlar orada sıkışarak tromboze olur şişer ve görünür hale gelirler. Aynı zamanda hemoroid hastalığının %18 genetik faktörlerle ortaya çıktığıda bilinmektedir.

Hemoroidal Hastalık Teşhisi Nasıl Konulur ?

Yukarda belirttiğimiz şikayetlerle hasta doktora başvurur. Hasta rektoskopla (makata sokulan ışıklı bir cihaz) incelenir ve tanı buna göre konulur. Tıp bilgisi tam bir doktor hemoroid teşhisi için mutlaka Rektal Tuşe ve Rektoskopi yapmalıdır. Çünkü unutulmamalıdırki makattan gelen kan aksi ispat edilene kadar Rektal Kanser olabilir. Bu olasılığı hekimin özellikle değerlendirmesi gerekir, çünkü hastaların bir kısmı hemoroidal hastalığı olduğunu zannedip  başvurduklarında erken evre Rektal Kanser tanısı almaktadırlar. Erken evre Rektal Kanser kolaylıkla tedavi edilir rektal kanser tanısında geç kalınırsa veya Tıp bilgisine hakim olmayan bir doktor tarafından anal muayene yapılmadan tanı konulursa erken evrede yakalanabilecek kanser atlanır ve hasta rektal kanseri mevcutken sadece hemoroid nedeniyle tedavi edilebilir. Bu durum büyük bir malpraktis ( Yanlış Teşhis )'dir.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Hemoroidal Hastalıkta Tedavi Yöntemleri Nelerdir ? 

Hemoroidal Hastalık 2 şekilde tedavi edilir. Medikal tedavi ve Cerahi olmak üzere.
Medikal Tedavi Yöntemleri :
1- Yiyecek Ve  Alışkanlıkların Değişimi:
Hemoroidal Hastalıkta hastaya yaklaşımda özellikle hastayı kabızlıktan uzak tutmanız gerekmektedir. Çünkü bilindiği üzere aşırı kabızlık ve ıkınma hemoroidal hastalıkta başlıca nedenlerı arasındadır.Hasta özellikle Lifli gıdalarla beslenmeli, sebze ve meyve ağırlıklı ürünler tüketmeli, mutlaka yürüş ve egzersiz yapmalı (çünkü oturarak yaşama tarzı kabızlığı geliştirir),bol miktarda su içmeli en az 2 lt ve daha fazla,baharatlı-acılı yemeklerden şiddetle uzak durmalı, dışkısını tutmaktan ve dışkısını ertelemekten vazgeçmelidir. Ayrıca hasta kabızlığa neden olabilecek yiyecekler uzak durmalıdır.
2- Sıcak Banyo Oturması:
En etkili rahatlatıcı ve tedavi edici medikal yöntemlerden biridir. Günde bir kaçdefa orta ısıdaki suya 20 dk boyunca hastanın oturması önerilir. Bu tedavinin amacı içeride kasılı durumda kalmış olan anal sfinkter kasını gevşetmek ve anal deriye giden kan akımını artırarak anal mukozada oluşan yaraların çok daha hızlı bir biçimde iyileşmesini sağlayacak bir yöntemdir.
3- Dışkı Yumuşatıcı İlaçlar:
Hastanın dışkısının yumuşatılması için laksatif tedaviye başvurulabilir ancak dozunun iyi ayarlanması gerekir dozu iyi uygulanmayan laksatif tedavi sonucunda hastada aşırı ishal durumuyla karşılaşır.
4-Analjezik İlaçlar:
Analjezikler hastanın ağrıyla beraber daha fazla kasılıp anal kanaldaki hemoroid yastıklarına baskı yapmasını önlemek için verilir. Eğer hemoroid yastıklar sfinkterler tarafından aşırı sıkıştırılırlarsa tromboze olur ve dilatasyona uğrar yani şişerler.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Kesinliği Kanıtlanamamış Medikal Yöntemler:
5- Topikal Kortikosteroid Kullanımı:
Yıllarca denenmiş ama tam iyileşme neden olduğu ispatlanamamış bir yöntemdir. 15 gün boyunca merhem şeklinde deriye ve makat içine sürülerek kullanılır. Dikkat edilmesi gerek husus kortikosteroidlerin kullanımı çok dikkatli yapılmalıdır günlük belirtilen dozlara uyulmalı ve 15 gün sonunda yarar sağlansa bile devam edilmemelidir çünkü kortikosteroitlerin topikal( sürme yoluyla kullanımı ) epidermisi (deriyi) inceltir.
 Birçok yerde bu hastalığın çeşitli merhemlerle(şu otu bu otu) çözülebildiğini söyleyen alternatif tıpçı insanlarda olsa bunlara itibar etmeyiniz. Bu yöntemler hem sizi maddi açıdan sıkıntıya düşürür,hemde tedavide bazen gerilemeye dahi neden olabilir.

İnvaziv Pratik Yöntemler:
1-Lastik Band Ligasyonu yöntemi:
Lastik band ligasyonu anal kanala rektoskopla girilir hemoroid yastıkçıklarının anal kanala bağlı olduğu yere bir lastik band bağlanır. Bu lastik band hemoroidin anal kanala (makat içine) bağlı olduğu kısmı aşırı derecede sıkar ve bu şekilde hemoroidin kanlanması azalır durur. Kanlanamayan hemoroid dokusu 1 hafta içinde nekroze(kansızlıktan dolayı morarıp) olup düşer. Bu yöntem uygulanabilirliği çok yüksek bi yöntemdir günübirlik poliklinige gelen bir hastada kolayca uygulanır. Fakat 1 hafta sonunda nekroze olan doku yerinden koparken aşırı miktarda kanama ile hasta poliklinige gelebilir. Kullanılan en eski yöntemlerden biridir ameliyathane gerektirmez, ekonomiktir.
2-Skleroterapi:
Birinci,İkinci ve bazen üçüncü seviye hemeoirdler için yapılır. Genelde Polidocanol türevi ilaçla yapılır. Burdaki amaç hemoroidin içerisindeki hücreleri tahrip ederek onları bağ dokuya dönüştürmeye çalışmaktır. Başarı oranı düşük ve yan etkilerinin olabileceğinin gösterilmesi nedeniyle günümüzde gözden düşmekte olan bir yöntemdir.
3-İnfrared Koagülasyon(  Lazer Tekniği ):
Aslında lazer tekniği hemoraidal hastalık için kullanılmaz halk tarafından yanlış bilinen bir kelimedir, asıl kullanılan ısıdır. Isıyla hemoroidin bağlantı kısımlarından 3-5 delik açılır ve hemoraidal damarlar yakılarak hastalığın iyileşmesi beklenir. Lokal anestezi ile uygulanır, ameliyat bitiminde hasta ağrı duymaya devam edebilir. Aslında en ağrılı yöntem denilebilir, fakat bilindiği gibi halkın lazer kelimesine duyduğu güvenin aşırı olarak istismar edildiği yöntemdir. Hasta 1 hafta içinde işine dönebilir,pahalı bir yöntemdir.%100 başarıyla hemoroidi tedavi etmesi gibi bi şansı yoktur.

Unutulmamalıdırki, invaziv pratik yöntemlerde Nüks(tekrarlama) olasılığı yüksektir. 3-5 hafta sonra hastalık tekraralayabilir ve tekrar aynı işlemler gerekebilir.

Cerrahi Yöntemler:  Cerrahi yöntemler sık tekrarlayan hemoroidlerde son çare olarak uygulanması gereken yöntemlerdir. Cerrahi olarak sarkan hemoroid pakeleri ameliyatla dışarı alınır. Uzun süre boyunca invazif-pratik yöntemin başarılı olamadığı hastalarda uygulanır. İyi bir cerrahi ekip ve teknikle Nüks şansı çok düşüktür. Hemoroidin uzun vadeli tedavisinde ve hastalıktan kesin olarak kurtulmada en etkili yöntemdir. Hemoroidektomi genel narkoz altında yapılır.Cerrahi tedavinin diğer yöntemlere göre komplikasyonları daha fazladır,en sık görülen komplikasyonu üriner retansiyondur ( İşemekten sonra mesanede hala önemli miktarda idrar kalması, tam olarak bütün idrarı dışarı atamama), diğer komplikasyonlar kanama,enfeksiyon ve sfinkter yaralanmasına bağlı gaz,dışkı (%1-2) tutamamaktır.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Hemoroidden Korunmak İçin Ne Yapabilirim?

Hemoroidden ve fissürlerden korunmak için:
1- Yiyecek alışkanlıklarınızı kontrol altına alın:
Batılı tarzı beslenme fast-food gibi liflerden az bir beslenme tarzınız varsa bunu minimale indirin. Çünkü batılı tarzda beslenme hemeroid ve fissürleri artırıcı bir etkiye sahiptir. Kabızlığa sebep olacak yiyecek ve içecekleri olabildiğince az tüketmeye çalışın, bunun yerine lif bakımından zengin gidalarla (
Lif bakımından zengin olan yiyecekler arasında elma, portakal,greyfurt, brokoli, domates, havuç,pırasa, marul, sebze ve meyveler yer alıyor.) beslenin. Aşırı Baharatlı ve aşırı acı yiyeceklerden uzak durun. Bol salata tüketmeye özen gösterin

2-Hayat tarzınızı hareketlendirin:
Sürekli oturmak yada yatmak kanın anal bölgede göllenmesine neden olacağından ve kabızlığa yol açacağından sürekli oturmaktan kaçının. Unutmayınki hemoroid daha çok şöfor ve gün boyu büroda oturarak çalışan insanlarda çok sık görülür. Bu yüzden düzenli spor yapın ve aşırı kilo almaktan kaçının çünkü çok fazla kilo anal bölge problemlerinin nedenlerinden biridir.

3-Dışkılamayı ertelemeyin:
Dışkılamayı erteleme tutmak geciktirmeye çalışmak yapılan en büyük yanlışlardan bir tanesi. Kalın bağırsaklar su ve mineral emilimini gerçekleştirir, ve siz kalın bağırsaklarınızda dışkıyı tutukça dışkıdan su emilimi devam eder bir düşünün eğer bir sünger suyunu kaybederse sert bir hal almaya başlar, eğer dışkınızı çok erteler ve tutarsanız dışkınız o kadar sertleşirki taş dışkı dediğimiz oluşum oluşur. Bu taş dışkıyı dışarı atarken hem anal basıncınızı artırır hemoroidlerin oluşmasına neden olursunuz, hemde anal deri yüzeyini sfinkterlein kasılması yüzünden çatlatmış olursunuz ( yani fissür'e neden olursunuz). Bu yüzden muhakkak dışkınızı ertelemeyin.

4-Tuvalette Gazete,Kitap,Dergiye çok fazla zaman ayırmayın:
Belki biraz komik bir başlık gibi duruyor fakat yapılan araştırmalar gösteriyorki tuvalette fazla sürede oturmak hemoroidal hastalığa yakalanma riskini artırıyor. Tuvalette kalma süreniz 5 ila 8 dakikayı aşmasın, çünkü tuvallette kaldığınız sürece sürekli şekilde dışkılayarak az miktarda dışkı için sfinkter kaslarınızı çok daha fazla kasacak ve bu yüzden anal kanal basıncını artırdıgınız için anal fissür ve hemoroidal hastalıga yakalanma riskiniz artacakdır. Çok hızlı dışkıyı boşaltmakta aynı şekilde zorlama mekanızmasıyla sfinkterleri kasacağından anal fissür için önemli bir risk faktörüdür.

5-Hijyene Özen Gösterin:
Hijyen kurallarına uyun mutlaka anal bölge etrafını temiz tutmaya çalışın. Sık sık duş almak ve anal bölgede kaşıntı hissedildiğinde suyla temizlemek riskleri azaltıcı faktörlerdendir.

6-Aşırı Laksatif Kullanımından Kaçının:
Aşırı ve uygunsuz miktarda alınan laksatifler ( ishal yapıcı ürünler) hemoroide neden olur. Bunları doktor dahilinde alınız ve aşırıya kaçmayınız.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Yazarın Yorumu :

Özellikle bu hastalık için birinci,ikinci ve üçüncü derece hemoroidler için cerrahi operasyondan önce medikal yollar sonuna kadar denenmelidir, çünkü cerrahi yol kesin çözüm olmakla beraber bir çok komplikasyonları mevcut. İdrar retansiyonu yada gaita( dışkı ) tutamama gibi problemler insanın hayat konforunu hemoroidden daha fazla bozan oluşumlardır. Eğer medikal ve invaziv pratik yöntemlerle sonuca ulaşılamıyorsa yada sürekli nüks gözleniyorsa veya hemoroide bağlı diğer komplikasyonlar (pıhtı birikimi gibi) görülmeye başlanmışsa tecrübeli bi cerrahi ekip tarafından ameliyat edilmek şarttır. Kişisel yorumum ve hastalardan deneyimim ilk önce insanlar bunu çeşitli merhemlerle ve kremlerle (alternatif tıp) geçirmeye çalışıyor fakat dediğim gibi bu size tamamen bir zaman kaybı olarak yansıyacaktır düşününki böyle bir krem yada losyon olsa tıpta neden kullanılmasın insanlar neden bu yöntemlere tabi tutulsun ? Lazer Yöntemi diye bilinen yöntem yani ısıyla koagülasyon yönteminde nüks şansı vardır kesin bir çözüm değildir ve çok pahalıdır benim önerim yapılabilen hastaya lastik bant ligasyonu yöntemi uygulanması ve medikal tedaviyle desteklenmesidir. Hertürlü Sorularınızı Yorumlar Köşesine yazabilirsiniz. Herkese Sağlıklı Mutlu ve Huzurlu Günler Dileğiyle...

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com
 
Stj. Dr. Ahmet BAHADIR UÇAR

2010 Tüm Hakları Saklıdır. Yazı yazarın izni olmadan hiç bir makalede,dergide sitede yayımlanamaz...

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

18 Aralık 2010 Cumartesi

Hipofiz Hastalıkları Ve Tedavi Yöntemleri

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Hipofiz Hastalıkları Ve Tedavi Yöntemleri:

Hipofiz Nedir? Ne işe yarar?
Hipofiz 0.5 gram ağırlığında bir endokrin(hormon salgılayan) bezdir. Hipofiz glandı sella tursika içersinde yeralmakta ve diyafragma sella adında dura mater kılıfı ile örtülüdür. Üstünde beyinde görme sinirleri olan optik kiazma, altında sfenoidal sinüsler,dışında kavernöz sinüsler yer alır. Hipofizin ana görevi salgıladığı hormonlarla hayatın devamlılığını sağlamaktır. 0.5 gram gibi küçük bir bez olmasına rağmen salgılarının işleviyle vücudun en önemli bezidir. Büyüme,gelişme,kas kontraksiyonu,su dengesi,gebelikte süt gelmesi,sexual fonksiyonlar,şeker dengesi,sodyum dengesi,kortizol dengesi,cinsel organların gelişimi ve fertilite gibi 100’lerce vücut için hayati öneme sahip mekanizmayı bu bezden vücuda salgılanan hormonlar idame ettirtir. Bu bezde yaşanabilecek ufak bir hastalık yada patoloji klinik olarak kendini çok gürültülü semptomlarla dile getirir.
Hipofiz Hangi Hormonları Salgılar? Hipofiz kaç kısıma ayrılır ?
Hipofiz anteriyor hipofiz ve posterior hipofiz olmak üzere 2 ye ayrılır.
Hipofiz başlıca salgıladığı hormonlar (Anterior Kısımdan):
1-GH(Growth Hormon,Büyüme hormonu)
2- PRL( Prolaktin )
3- TSH ( Tiroid Stimulan ( Salgılatıcı) Hormon)
4- LH  ( Lutein Hormom)
5- FSH ( Folikül Stimüle edici Hormon)
6- ACTH ( Adrenokortikotropik Hormon)
Hipofizin başlıca salgıladığı hormonlar ( Posterior Kısımdan):
1- Vasopressin (ADH)
2- Oksitosin

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Bu Hormonlar Ne İşe Yarar ? Eksikliğinde Fazlalığında hangi belirtiler Görülür ?
Bu hormonların vücut dengesi için belirli aralıklar içerisinde olması gerekmektedir. Eksikliklerinde ve fazlalıklarında vücutta çeşitli semptomlar ortaya çıkar. Bu hormonlar genelde hedef organa ilgili hormonu salgılatmakla yükümlüdürler, örneğin böbrek üstü bezlerinden kortizol salgılatmak gibi.
Hipofiz Hormonlarının Eksikliğinde ve fazlalığında neler Görülür?

GH Fazlalığında Görülecek Semptomlar ve Tanımlar:

Çocukluk çağında gigantizm( devlik ),yetişkinde akromegali’ye yol açar. Eğer yüksek düzeylerde adolesan ( bluğ ) çağında başlar ve yetişkin dönemde devam ederse her ikisi birden görülür. Bu hastalarda hipogonadizm ( üreme organ ve dokularında ) gelişmeme çok sık görülür. En sık semptom aşırı terlemedir. Baş ağrısı ve eklem ağrıları sık görülür. El ve ayaklarda akral büyüme ( ayak numarasını büyümesi) ve yüz bulguları ( çenenin ilerde olması,burun ve dudak büyümesi,frontal bombelik ) en erken dikkat çeken bulgulardır. Kemik ve eklemlerde osteoartrit görülebilir. Halsizlik,aşırı terleme,ışığa duyarlılık,kaslarda güçsüzlük,eklem ağrıları,ses değişkliği, baş ağrısı, libido azalması, aşırı kıllanma görülebilecek diğer semptomlar arasındadır.

GH Eksikliğinde Görülecek Semptomlar ve Tanımlar:

Çocuklarda Dwarsim’e ( cücelik ) yol açar. Boy uzaması minimal olacağı için boyda kısalık görülür. Erişkinlerde ise kronik yorgunluk sendromuna yol açabilir. Genelde erişkinler kliniğe LH /FSH eksikliğiyle başvurmaktadırlar.

PRL ( PROLAKTİN) Fazlalığında Görülecek Semptom ve Tanımlar:

En erken kinik olarak semptom veren hipofizin hastalığıdır. Kadınlarda adet görememe ve memeden süt gelmesi ile karakterizedir. Erkekte libido kaybı ( cinsel isteğin azalması ) ve kısırlık görülür. Genellikle baş ağrısı ve görme bozukluğu ön plana çıkar.

PRL ( PROLAKTİN ) Eksikliğinde Görülecek Semptom ve Tanımlar:

Erkeklerde eksikliğinin bilinen bir etkisi bulunmamaktadır. Gebelerde doğum sonrası aşırı kanama ile oluşan Sheehan Sendromuyla birlikte görülür. Gebelerde prolaktin eksikliğine bağlı süt gelmeme  bilinen en büyük bulgusudur.

TSH ( Tiroid Stimüle Edici Hormon ) Fazlalığında Görülecek Semptom ve  Tanımlar:

Tiroid dokusunda iyot alımını ve T3,T4 senteziini artırır. Periferdeki T4-T3 dönüşümünü etkilemez, sekonder hipertiroidiye neden olur. (Bknz. Hipertiroidi)

TSH ( Tiroid Stimüle Edici Hormon ) Eksikliğinde Görülecek Semptom ve Tanımlar:

Tiroid dokusunda iyot alımını ve T3,T4 salınımını azaltır. Sekonder hipotiroidiye neden olur. (Bknz. Hipotiroidi)

LH ( Luteizan Hormon ) / FSH  ( Folikül Stimüle Edici Hormon) :

LH erkeklerde leyding hücrelerinden testesteron üretimini stimüle(artırır) eder. FSH ile birlikte sperm olgunlaşmasını sağlar. Kadın yumurta atılımını sağlar.
FSH erkekte testis büyümesini sağlar,sertoli hücrelerine etki ederek androjen bağlayan hormon sentezini artırır, kadında yumurta gelişmesini sağlar.

ACTH (  Adrenokortikotropik Hormon ) Eksikliğinde Görülecek Semptom  ve Tanımlar:

Böbreküstü bezlerinden salgılanan kortizol hormonun salınımını azalması sonucunda hipokortizolizm gelişir. Hastada belirgin solukluk gözlenir.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

ACTH (Adrenokortikotropik Hormon ) Fazlalığında Görülecek Semptomlar ve Tanımlar:

Kortizol artmına bağlı CUSHİNG sendromu görülür. Hipofiz’in aşırı ACTH salgılamasına bağlı olarak gelişen hastalığa ise CUSHİNG HASTALIĞI denir. Cushing hastalığı endojen hiperkortizolizimin en sık sebebidir. Bu hastalarda  santral obezite,hipertansiyon,adet görememe,libido azalması,aydede yüzü,deri incelmesi,purpuralar,kas güçsüzlüğü,ciltte kararma,mantar infeksiyonları,yara iyileşmesinde gecikme görülür.

Vazopressin ( ADH ) Eksikliğinde Görülecek Semptomlar ve Tanımlar:

Antidiüretik hormonun fonksiyonel olamaması nedeniyle vücuttan fazla miktarda su kaybı vardır. ADH’ın eksikliği ya da ADH’a karşı rezistants vardır. Bu durumda hastada çok su içme, çok idrar çıkartma, ve idrar renginde açılmayla kendini gösterir.Diabetis İNSİPİTUS hastalığıyla karakterizedir, bu hastalar GÜNDE 5 ila 20 litre su içerler. Hastalarda aşırı susama hissi oluşur. Eğer bu miktarlarda su içmezlerse hipernatremiye ( kanda sodyumun yükselmesi) bağlı konfüzyon ve koma gelişebilir.  Yaşlılarda susama hissi bozukluğu olabileceği için bu durumda hasta konfüzyon ile kliniğe başvurabilir. Tedavisi tuz kısıtlanır ve hastada DDAVP ( desmopressin ) başlanır.

Vazopressin ( ADH ) Fazlalığında Görülecek Semptomlar ve Tanımlar:

Uygunsuz ADH Sendromu denilen tabloyla karakterizedir. Plazma sodyum seviyelerinin düşmesi bağlı (hiponatremi) tablosuyla kliniğe başvurur. Hastanın klinik bulguları iştahsızlık,bulantı,kusma,konfüzyon ve komadır. Tedavisi öncelikle su kısıtlamasıdır. Daha sonra düşen sodyum yerine yavaş yavaş konur saatte 1.5meq geçmiyecek şekilde ve hastada demoklosiklin tedavisi başlanır.


Oksitosin:
Doğumda düz kasların rahimin kontraktilitesini ( kasılmasını ) sağlayarak doğum işlevini gerçekleştirir. Düz kaslar üzerine etkisi vardır. Ayrıca meme başında sütün gelmesinide sağlayan hormonlardandır.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Peki Bu Hormonlar Hipofizden Neden Fazla salgılanır?

Bu sorunun cevabı birden çoktur. Çünkü hipofiz hormon salınımını hipotalamustan aldığı uyarılarla yapar. Eğer hipotalmus-hipofizer aksında bi sorun varsa bu hormonun eksik yada fazla salgılanmasına neden olur. Bir başka sebep hedef organ eğer hormona karşı direnç geliştrimişsse hipofiz bu direnci kırmak için daha fazla hormon salgılar. Bir başka ve en çok rastlanılan sebep ise hipofiz tümörleridir. Hipofiz adenomları aşırı miktarda ilgili hormonu salgılayarak yukarıda belirttiğim semptomlara yol açar. Bu durumda ilgili adenoma yönelik girişimlerin yapılması gerekmektedir. Hormonların eksik salgılanmasıda yine eğer hipofiz kaynaklıysa hipofizer yeterzsizlik sendromu dediğimiz, hipofizin yeteri kadar hormon salgılayamamsıyla karakterizedir ( Bununda birden çok sebebi vardır).

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Peki hangi adenomlarda/tümörlerde ne tür girişimler yapılır?

Öncelikle belirtmemiz gerekirki bu tümörler çeşitli komplikasyonlara yol açabilirler. Örneğin görme sinirlerine yaptıkları bası nedeniyle gözlerin yukara kaymasına neden olabilirler. 3,4 ve 6. Kafa içi sinirlerine bası nedeniyle gözün dış yana kaymasına neden olabilirler yada dura materin ( beyin zarı ) gerilmesine bağlı olarak baş ağrısı bilinç bozukluğu yapabilirler.
Non Fonksiyonel( Herhangi bir hormon salgılamayan hipofiz tümörlerinde): Primer(öncelikli) tedavi semptomların varlığında her zaman cerrahidir bunun yanı sıra kalan ulaşılamayan kitleyi küçültmek için Radyoterapi uygulanır.
Prolaktinoma ( Prolaktin Salgılayan Tümörlerde ) : Primer tedavi ( öncelikli ) dopamin antagonistleridir ( bromokriptin,kabergolin ). Bu verilen ajanlar (ilaçlar) çok büyük bir hasta grubunda prolaktin düzeylerini düşürür cinsel fonksiyonları düzeltir. Dopamin antagonistlerinin kullanılamayacağı çok yaşlı,çeşitli kardiak(kalple ilgili) ve diğer sorunları  olan  hastlarda cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Aynı zamanda kitle eğer diğer komşu yapılara bası uygulamaya başlamış ve medikal tedavi yetersiz kalmışsa yine cerrahi tedavi seçilmelidir.
Akromegali ( Growth Hormon Salgılayan Tümörlerde ) : Primer tedavi cerrahidir. Bu tedavi eğer etkili değil ve yetersiz ise okreotit ve bromokriptin tedavisi kullanılmalıdır. Bu tedavi tümör yapısını küçültmez, hormon düzeylerini baskılayıcı etki yaparlar. Radyoterapi pek etkili bir yöntem değildir çünkü sonuçları yıllar sonra ancak alınabilir.
Cushing Hastalığı ( ACTH Salgılayan Hormon Salgılayan Tümörlerde ) : Primer tedavi cerrahidir. Bu başarısız ve etkili değil ise ilaçla kortizol sentezinin baskılaması denenmelidir. Son çare olarak bilateral adrenalektomi(böbrek üstü bezlerinin cerrahi olarak çıkartılması) seçeneği kullanılır fakat bu Nelson Sendromuna yol açabileceği için  pek istenmeyen bir yöntemdir.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Yazarın Yorumu:
Hormonlar vücudumuzun dengesini sağlayan cambazlar gibidirler, eksiklikleri veya fazlalıklarında çok gürültülü semptom verirler. Hormonlar gerek hayat kalitesi açısından, gerekse yaşamımızı sürdürebilmemiz açısından belirli bir dengede olması gerekmektedir, bu dengenin bozulması durumunda yapılacak en önemli şey bu hastalığın mümkün olan en kısa sürede vücutta kalıcı etkiler yapmadan tedavi edilmesidir. Bu hormon bozukluklarında sürat ve doğru teşhis çok önemlidir. Özellikle tümörlerin cerrahi girişimlerinde uygun cerrahi ekip çok önemlidir. En az yılda 50 hipofiz ameliyatı yapan alanında yetkin bir cerraha gitmenizi öneririm, çünkü hipofiz ameliyatları tecrübe ve yetenek gerektirmektedir. Her cerrah hipofiz ameliyatı yapamayacağı gibi, sizde yetkin bir kişinin ellerinde değilseniz ameliyatın komplikasyonlarıyla baş başa kalırsınız. Akromegali ve Diabetus İnsipudustada erken tanının önemi büyüktür. Akromegali eğer tedavi edilmezse ilerleyici bir hastalıktır ve bu hastalar en çok serebral kanama ve kardiyak nedenlerle erken yaşlarda ölüm riski altındadırlar. Hertürlü Sorularınızı Yorumlar Köşesine yazabilirsiniz. Herkese Sağlıklı Mutlu ve Huzurlu Günler Dileğiyle...

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Stj. Dr. Ahmet BAHADIR UÇAR

2010 Tüm Hakları Saklıdır. Yazı yazarın izni olmadan hiç bir makalede,dergide sitede yayımlanamaz...

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com




17 Kasım 2010 Çarşamba

Anal Fissür ( Anal Çatlama - Anal Çatlak - Makatta Yarık )

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Anal Fissür Nedir ?
Anal fissür, halk arasında makatta yarık (anüs kısmında yarık) anlamına gelen bir hastalıktır. Hastalar genellikle dışkılama (defekasyon) sırasında ağrı,anal kaşıntı,damlama tarzına kanama yada dışkıya bulaşma tarzında kanama görürler. Ağrı lokalizasyon olarak anüsün üst-ön kısmı veya anüs çevresinde dışkılamadan sonra karakteristik olarak kendini belli eder. Ağrı yarığın büyüklüğüyle değişmek üzere dışkılamadan sonra 15dk ile 1 saat arasında devam edebilir.

Anal Fissür Nedenleri Nelerdir ?
Kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte yol açan bazı faktörler tahmin edilmektedir bunlar:
1- Uzun süren kabuzlığa bağlı sert dışkı çıkışı (Kronik konsitipasyon)
2- Uygunsuz beslenme ( Lif bakımından fakir gıdalarla beslenme, kabızlığa yol açan besinlerle sık beslenme)
3- Geçirilmiş anal(makat) cerrahisi
4- Uygunsuz laksatif (ishal sağlayıcı ilaçların) kullanılması.
5- Crohn Hastalıgı
6- Ülseratif Kolit veya inflamatuar bağırsak hastalıkları...

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Analfissür Nasıl Oluşur ?
Anal fissür genellikle hastada aşırı kabızlık sonucunda sertleşen dışkının anal kanalı (makatı) zorlamasıyla oluşan yırtıklardır(Aşırı ishal durumda bu etkiyi yaratabilir). Anal Kanaldan (Makattan) geçen dışkı bazen o kadar sert olurki anal kanalın arka kısmı dedigimiz kısmı ( %90 oranla ) yada orta hattı ( %9 oranla) yada hem ön hem arka hattı ( %1 oranla) yırtarak fissüre sebep olur. Bu çatlaklar bazen kendiliğinden iyileşerek kaybolur. Bazense derinleşerek daha ağır tablolara sebebiyet verir. Bu çatlaklar boyutları kimi zaman çok küçük olmasına rağmen hastaya çok derin bir ağrı verir, bu durumda hastanın bu ağrıyla beraber anal sfinkter kası ( anal çevreyı içerde çepeçevre saran kas) kasılı kalır gevşeyemez. İşte asıl büyük sorunlardan biri bu kasın gevşeyememesidir çünkü bu kas kasılı kaldığında anal fissürün olduğu bölge yeterince kanlanamaz. Zaten anal kısmın arka tarafı dediğimiz kısım diğer kısımlara göre kanlanma bakımında fakirdir, sfinkterinde spazmı sonucu iyice kanlanmadan fakir kalan kısım iskemiye ( kansızlığa) uğrar ve yara iyileşmesi gecikir. Anal fissür süresi açısından 2 ye ayrılır:

Akut Anal Fissür ( 4 Hafta, 28 gün ) :
Akut Anal fissür 4 hafta içerisinde yeni gelişen fissürlere verilen isimdir. Yarık 28 gün içerisinde gerileyebilir, düzelebilir ve kişi hiçbir sorun ve tedaviye gerek kalmadan hayatına devam eder. Kişi bu süre içerisinde özellikle yiycek yönünden lifli gıdaları tercih etmeli ve kabızlığa yada aşırı ishale neden olacak yiyecekleri tüketmekten şiddetle kaçınmalıdır. Eğer fissür 4 haftadan uzun sürerse o zaman hastalık kronik(devamlı) bir seyir izler.

Kronik Anal Fissür:
Kronik Anal Fissür 4 haftayı geçen fissürler için verilen isimdir. Öncelikle belirtmek gerekirki kasılı kalan sfinkter kas ( Anal çevreyı içerde çepeçevre saran kas ) gelişmeye başlar çünkü kasılı kalan bir kas vücütta hipertrofiye ( gelişmeye ) uğrar. Aynen kol kaslarınızı çok çalıştırırsanız nasıl büyürse bu kasta kasılı kaldıkça bir o kadar genişler ve güçlenir. Bu kasın gelişmesinin bize zararı şudur, dediğimiz gibi makatın arka kısmı kanlanma bakımdan fakirdir, sfinkter kas çok fazla gelişerek bu alana gelen kanı sekteye uğratır azaltır ve bölgenin iyileşmesini engeller. Bunun sonucunda fissür dışkılama esnasında gevşeyemediği için derinleşerek anal ülser halini alır. Bu döngü anal sfinkter kasılı kaldıkça sürer. Anal fissürün kronikleştiğini belirten karakteristik 3 bulgu vardır.
1- Nöbetçi eki ( Skin tag- Bekçi Web)
2- Hipertrofik Anal Papilla
3- Anal ülser

Nöbetçi eki anal kanaldan dışarıya doğru sarkan deri tarzında lezyonlardır. Çapları 1-2 cm olabilen lezyonlardır, derinin sürekli yapım ve yıkım aşaması esnasında oluşurlar, deri katlantılarıdırlar.
Fissürler değişik yerleşimli ve çok sayıda olursa Crohn hastalığı veya anal kanal tüberkülozundan şüphelenmek gerekir.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Anal Fissür Kansere Neden Olur mu ?
Bu sorunun cevabı kesinlikle hayırdır. Anal fissürle rektum yada diğer sindirim sistemi kanserleri arasında herhangi bir bağlantı bulmaz, litaratürde henüz böyle bir vaka bildirilmemiştir.

Anal Fissür Nasıl Tedavi Edilir ?
Anal fissür 2 şekilde tedavi edilir. Medikal tedavi ve Cerahi olmak üzere.
Medikal Tedavi Yöntemleri :
1- Yiyecek Ve  Alışkanlıkların Değişimi:
Anal fissürlü hastaya yaklaşımda özellikle hastayı kabızlıktan ve ishalden uzak tutmanız gerekmektedir. Çünkü bilindiği üzere aşırı kabızlık ve aşırı ishal anal fissürün başlıca nedenlerı arasındadır. Bu dengeyi tuturabilmek hekim ve hasta arasında tam bir uyumla gerçekleşebilir. Anal fissürlü hasta özellikle Lifli gıdalarla beslenmeli, sebze ve meyve ağırlıklı ürünler tüketmeli, mutlaka yürüş ve egzersiz yapmalı (çünkü oturarak yaşama tarzı kabızlığı geliştirir),bol miktarda su içmeli en az 2 lt ve daha fazla,baharatlı-acılı yemeklerden şiddetle uzak durmalı, dışkısını tutmaktan ve dışkısını ertelemekten vazgeçmelidir. Aynı zamanda aşırı miktarda kafein (çay kahve ) ve alkolünde iyileşmeyi engellediği yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır.
2- Sıcak Banyo Oturması:
En etkili rahatlatıcı ve tedavi edici medikal yöntemlerden biridir. Günde bir kaçdefa orta ısıdaki suya 20 dk boyunca hastanın oturması önerilir. Bu tedavinin amacı içeride kasılı durumda kalmış olan anal sfinkter kasını gevşetmek ve fissüre giden kan akımını artırarak yaranın çok daha hızlı bir biçimde iyileşmesini sağlayacak bir yöntemdir.
3- Dışkı Yumuşatıcı İlaçlar:
Hastanın dışkısının yumuşatılması için laksatif tedaviye başvurulabilir ancak dozunun iyi ayarlanması gerekir dozu iyi uygulanmayan laksatif tedavi sonucunda hasta aşırı ishal durumuyla karşılaşır buda anal fissürün daha çok artmasına neden olabilir..
4- Topikal NTG(nitrogliserin) uygulanması:
Bu tedavi yöntemi eski bir tedavi yöntemidir günümüzde değerini yan etkileri dolayısıyla kaybetmiştir. Yüzeyel olarak %0.2-0.5 nitrogliserin (nitrik oksid vericisi olarak) uygulanır. Nitrik oksid yapı itibarıyla damarları vazodilatasyona (genişletmeye) uğratarak damara gelen kan akımını artırır. Ancak dediğimiz gibi yan etkileri dolayısıyla pek tercih edilen bir yöntem değildir.
5- Botulinum Toksin İnjeksiyonu :
Bu tedavi yöntemi yeni bir tedavi yöntemidir. Botulinum toksini injeksiyonu daha az riskli bir yöntemdir. Neden olduğu kimyasal denervasyonla anal sfinkterin gevşemesini sağlamaktadır.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com


Kesinliği Kanıtlanamamış Medikal Yöntemler:
6- Topikal Kortikosteroid Kullanımı:
Yıllarca denenmiş ama tam iyileşme neden olduğu ispatlanamamış bir yöntemdir. 15 gün boyunca merhem şeklinde deriye sürülerek kullanılır. Dikkat edilmesi gerek husus kortikosteroidlerin kullanımı çok dikkatli yapılmalıdır günlük belirtilen dozlara uyulmalı ve 15 gün sonunda yarar sağlansa bile devam edilmemelidir çünkü kortikosteroitlerin topikal( sürme yoluyla kullanımı ) epidermisi (deriyi) inceltir ve varolan fissürün boyutlarını artırıcı etki yapabilir.
7- Analjezik Yöntem :
Ağız ve topikal yolla analjezik ( ağrı kesici ) verilir. Bu süre içerisinde hastanın ağrı gibi semptomlarda gerilemesi olur ve sfinkter kasının bu yolla gevşemesi beklenir. Hasta dışkılama sırasında daha az ağrı duyar ve sfinkter kasta bu süre içinde gevşeme olmazsa tedaviye son verilir. Bu tedavinin sahtekarlığa açık bir tedavi yöntemi olduğuda söylenebilir eğer hekim bu tedaviyi uzatırsa hasta anal fissürünün geçtiğini zanneder fakat ağrı kesiciler bırakıldığı anda ağrı tekrar ortaya çıkar ve durum tekrarlar bu yüzden hekimin tedaviye ara verip durumu değerlendirmesi gerekmektedir...

Medikal Tedavinin Avantajları ve Dezavantajları:
Medikal tedavi Akut anal fissür hastalarında sıkı bir tedaviyle yaklaşık %76 lık bir başarı şansını beraberinde getirir. Ancak Kronik anal fissürlü hastalarda bu oranlar %40 lara kadar düşmektedir. Medikal tedavide nüks (tekrarlama) %20-30 civarındadır. Bu özelliğiyle hasta medikal tedaviyle iyileşse bile yukarıda yazdığımız yiyecek ve davranış değişikliğine dikkat etmelidir. Medikal tedavi cerrahi tedaviden önce muhakkat denenmelidir. Hasta medikal tedavide cerrahi tedavinin komplikasyonlarından korunmuş olur. Ancak Uzun süren anal fissürlerde ve sık nüks eden anal fissürlerde kesin iyileşme cerrahi tedaviyle olmaktadır.

Cerrahi Tedavi:
Kronik fissürlerin tedavisinde Sfinkterotomi yapılmaktadır yani kasın bir bölümü kesilerek dışarı alınır. Bu şekilde spazm ortadan kalkar ve bölge iyileşmeye bırakılır.

Cerrahi Tedavi Avantajları ve Dezavantajları:
İyi bir cerrahi ekip varsa bu yol çok güvenilir bir yoldur, çünkü %95 Hastalık bir daha nükse etmez. Cerrahi tekniklere uygun bir ameliyatta hasta kısa sürede aktif hayatına döner (4-7 gün). Tabiki her ameliyatta olduğu gibi cerrahi tekniktede komplikasyonlar mevcuttur hastaların %1 inde dışkı tutama gibi komplikasyonlar oluşabilir. Ama iyi bir cerrahi ekiple fissürden tamamiyle kurtulmak mümkündür. Dezavantaj olarak anal bölge bütünlüğünün bozulması yada cerrahi tekniklere uyulmaması koşulunda fistül oluşumu gibi komplikasyonlarda ortaya çıkabilir.

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Yazarın önerisi :
Cerrahi tedaviden önce mutlaka medikal tedaviler denemeli en son yol olarak cerrahi yol tercih edilmelidir. Ameliyattan sonra mutlaka yeme içme düzeni ve düzenli spor ( yürüyüş gibi ) gibi alışkanlıklar edinilmeli, kahve ve alkolün aşırı derece alımından kaçınılmalıdır. Medikal tedaviden sonra nüks oranı yüksek olduğu için bu tip yararlı davranışların kişi tarafından mutlaka uygulanması gerekir. Kişisel hijyen kurallarına mutlaka uyulmalı ve yeni oluşan anal fissürlerde sıcak oturma banyosu mutlaka denenmelidir, kişisel yorumum bu yöntemin kişiler üzerinde semptomları geriletici ve rahatlatıcı bir etki yaratmasıdır.

Stj.Dr.Ahmet Bahadır UÇAR
2010 Tüm Hakkı Sakldır. Yazarın izni olmaksızın hiç bir dergi,site ve makalede yayımlanamaz...

Yeni SİTEMİZLE hizmetinizdeyiz : www.tibbiyardim.com

Tıp Makaleleri Ve Sağlıklı Yaşam

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı